İmza altına aldığımız “gizli hükümlere sahip çok taraflı / milletler arası anlaşma” örneği de vaki değildir. Diplomasi de “gizli anlaşmalar” yapıldığı vakidir. Ancak, kamuoyu tarafından bilinen bir anlaşmaya “gizli maddeler” eklendiği ve bunların açıklanmadığı görülmüş şey değildir.
Ayrıca bazı kesimler, gizli maddelerin sadece anlaşmayı imzalayan kişiler tarafından bilindiği gibi saçma ithamlarda bulunmaktadır. Anlaşmayı ülkeleri adına imzalayan temsilcilerin öteki dünyaya göçmeleri ile birlikte bu iddialar da tabiri caizse buharlaşmıştır. En önemlisi, not etmek gerekir ki, “barış antlaşmalarının geçerlilik süresi bir sonraki savaşa kadardır“.
Kaldı ki, Lozan Barış Konferansı’nda ele alınan hususları ve tartışmaları ortaya koyan tutanaklar, kamuoyuna açık bulunmaktadır. Söz konusu tutanaklar Lozan Barış Antlaşması’nın ardından 1924 yılında tam metin olarak yayımlanmıştır. Lozan Antlaşması’nın yanı sıra Lozan’daki ana ve tali komisyonların zabıtname ve raporları, tutanaklar kamuya açık kaynaklarda yer almaktadır (Örneğin, “Lozan sulh muahedenamesi : mukavelat ve senedat-ı saire, 24 Temmuz 1339-1923” ve “Şark-ı karîb umûru hakkında Lozan Konferansı, 1922-1923 konferansda tezekkür olunan senedât mecmuası” gibi kaynaklar Bu tutanaklar incelendiğinde, “gizli maddelerin” varlığını işaret edecek herhangi bir atıf ya da söyleme rastlanılamamaktadır.
Yani, Lozan Anlaşmasının tam metnini de inceleyince, gizli maddelerinin olduğu hurafesinin saçmalığını da düşününce, Lozan Anlaşmasının 2023’te sona ereceği iddiasının asılsız olduğu sonucuna ulaşıyoruz.
Tüm bu gerçeklere rağmen, günümüz Türkiyesinin en popüler şehir efsanesi olan Lozan Antlaşmasının gizli maddelerinin açıklanacağı ve süresinin 2023 yılında dolacağını iddia etmeyi sürdürenler elbette var. Sanırım kendilerini ancak 2023 yılı sonunda ikna etmeyi başarabileceğiz. Gerçi, o tarihte de Lozan’la ilgili başka bir kurgu senaryonun peşine takılmaları da olası görünüyor.
Sonuç
Lozan Konferansı ve Barış Antlaşması, emperyalist kuvvetler koalisyonuna karşı XX. yüzyılda ilk Millî Kurtuluş Savaşını başlatan ve bunu başarı ile sonuçlandıran bir milletin varolma kavgasını, savaş meydanlarından barış masalarına götürebilmek gücünü ve ehliyetini temsil etmektedir. Ayrıca, bu antlaşma hayalperest, kendi şahsî hırslarını ve çıkarlarını tatmin etmek uğruna milletlerini başka milletlerin topraklarına ve varlıklarına saldırtmak ve bu yolda emperyalist güçlerle hiç çekinmeden ortaklık yapmak hatasını benimseyen yöneticilerin, medenî âlem karşısında düştükleri ağır sonuçları belgelendirmektedir.
Lozan Barışıyla yeni Türk devletinin varlığı ve bağımsızlığı tüm dünya tarafından kabul edilmiştir. 24 Temmuz 1923'te imzalanan antlaşmayla, 28 Temmuz 1914'te başlayan Birinci Dünya Savaşı resmen ve fiilen sona ermiştir. Bu arada Sevr Antlaşması da tarihe gömülmüştür. Birinci Dünya Savaşı sonrasında imzalanan diğer anlaşmaların, çok kısa sürelerde geçersiz hale gelmeleri ve hatta ciddi siyasal gerilimlere yol açmaları, buna karşılık Lozan'ın halen geçerli olması ve barışın güvencesi olması, bu antlaşmanın ne denli gerçekçi olduğunu da göstermektedir. Lozan Barış Antlaşması daha önceki yıllarda imzalanan barış antlaşmaları dikkate alındığında Türk diplomasi tarihi açısında büyük bir başarıdır. Antlaşmayla Misak-ı Milli büyük ölçüde gerçekleştirilmiş ve tam bağımsızlık elde edilmiştir. Türkiye, eşit olarak sürdürdüğü diplomasi sayesinde isteklerini büyük ölçüde gerçekleştirmekle kalmamış, aynı zamanda sonraki yıllar için ciddi bir diplomatik saygınlık elde etmiş, ağırlık oluşturmuştur. Bu durum, Osmanlı Devleti'nin son yüzyılına damgasını vuran "ezik diplomasi" geleneğinin sona ermesi ve Batı ile her konuda eşit ilişkiler döneminin başlaması anlamı taşımaktaydı. Bununla birlikte bazı konularda başarı sağlanamamıştır. Musul'un Türkiye'nin sınırlan dışında kalması, Boğazların tümüyle egemenlik altına alınamaması, Hatay sorununun çözümlenememesi, Lozan'da istenilen sonucun elde edilemediği temel konulardır. Sonraki yıllarda Musul Sorunu Türkiye'nin aleyhine, Boğazlar ve Hatay sorunları lehine çözüme kavuşturulmuştur.
Onun için Lozan, istiklâldir. Lozan’ı incelerken üzerinde dikkatle durulacak bir başka nokta, onun Birinci Dünya Savaşı sonrasının üstelik bugünkü kadar “tazeliğini koruyabilen” tek gerçek barış antlaşması olmasıdır. Hatırlanacağı gibi, Birinci Dünya Savaşına son veren antlaşmaları, savaşın galipleri tarafından hazırlanmış ve mağlup devletlere zorla dikte ettirilmiştir. Oysaki Lozan Antlaşması, devletlerin eşitliği prensibine saygı esasına göre hazırlanmış, karşılıklı anlaşma ve uzlaşma yolu ile barışa varılmıştır. İşte, bu özelliğinden dolayı değil midir ki, Birinci Dünya Savaşı’ndan kalan antlaşmalar arasında sadece Lozan Antlaşması ayaktadır
Lozan, giriş kapısında “Türkiye Cumhuriyeti” yazan binamızın bir anlamda temelidir. Lozan, önsözünde “Milli Mücadele” yazan bir kitabın ise giriş bölümünü oluşturur. Lozan, Lozan’la başlayan ve bugün 98.yılını doldurmuş bir hayatı, daha uzun ve daha başarılı bir hayat yapmak için sağlam bir temel oluşturmayı ve bize ilham vermeyi sürdürmektedir.
Bugün Lozan’a karşı olmak, Cumhuriyet’e karşı olmaktır. Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı olmaktır. Bu kadar açık ve nettir. Bugün bağımsız bir ülke olarak yaşayabiliyorsak, 98 yıldır barış içindeysek –ki tarihimizde bu kadar uzun barış dönemi yoktur- bunu Lozan’a borçluyuz. Cumhuriyet’in kurucu değerlerine sahip çıkmak, var oluşumuza sahip çıkmaktır.
98 yıl önce; Türk Ulusuna Bağımsız, başı dik ve onurlu bir devlet armağan eden Cumhuriyetimizin kurucusu başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzereAziz Şehitlerimizi, Kahraman Gazilerimizi Lozan Barış Antlaşmasının mimarları olan İsmet İnönü ve arkadaşlarını minnetleanıyor, anıları önünde saygıyla eğiliyoruz.
KAYNAKÇA
ATATÜRK, Mustafa Kemal, Nutuk (1919-1927), Yay. Haz. Zeynep Korkmaz, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara 2003.
BİLSEL, Mehmet Cemil, Lozan, Cilt I-II, Sosyal Yay., İstanbul 1933.
İNÖNÜ, İsmet, İstiklal Savaşı ve Lozan, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara 1993.
KARACAN, Ali Naci, Lozan, Bilgi Yayınevi, Ankara 1993.
MERAY, L. Seha, Lozan Barış Konferansı, Tutanaklar-Belgeler, 8 Cilt, Yapı Kredi Bank. Yay. İstanbul 2001.
SONYEL, Selâhi Ramadan, Lozan’da Türk Diplomasisi (3 Eylül 1922-Ağustos 1923), Ankara 1974.
TURAN, Şerafettin, “Lozan Barış Antlaşması”, TDV İslam Ansiklopedisi
Türkiye Dış Politikasında 50 Yıl Lozan (1922-1923), T.C. Dışişleri Bak Yay., Ankara 1973.