Hepimiz Srebrenica’nın tanığıyız

Hepimiz Srebrenica’nın tanığıyız

                                                  Saadet ERCİYES

Bosna Hersek’te 1992-1995 yılları arasında yaşanan savaşın üstünden 26 yıl geçse de acılar hala taze, yaralar hala derin. 300 binden fazla kişinin yaşamını yitirdiği savaşta başta Srebrenica, Prijedor ve Ahmici olmak üzere yaşanan soykırımın hayatta kalan tanıkları, yaşananları dünyaya haykırmaya devam ediyor. 

Bu törenlerde soykırımın kurbanları yeniden kimliğine kavuşuyor, kayıp statüsünden çıkıyor. Onlar bir mezar taşına, aileler ziyaret edebileceği bir mezara kavuşmuş oluyor. Bu yıl yaşları 16 ile 63 arasında değişen 19 kurban defnedilirken, mezarlıkta bulunan kurbanların sayısı 6 bin 671 oldu. Geride nerede gömülü olduğu bilinmeyen, bulunmayı ya da kimliğine kavuşmayı bekleyen en az 1701 kişi daha var.

Bosna Hersek’teki soykırımın simgesi haline gelen Srebrenica’da yaşamını yitiren 8 bin 372 kurbandan kimlikleri belirlenenler her yıl 11 Temmuz günü Potocari Anıt Mezarlığı’na defnediliyor. Büyük bir özenle hazırlanan tabutlarda vücut bütünlüğü bozulmuş kurbanların belki el ya da ayağından bir parmak veya kafatasından bir kemik parçası bulunuyor sadece. 

Potocari Anıt Mezarlığı’nda düzenlenen bu anma törenlerine 2006, 2010, 2015 ve 2017 yıllarında Bosna Hersek Fahri Başkonsolosu merhum Ahmet Kemal Baysak ile birlikte katıldık. İlk gidişimizde 505, 2010 yılında 775, 2015 yılında 136, 2017 yılında ise 71 kurban defnedildi. Her gidişimizde “mahşer yeri” diye tanımladığımız bu kutsal alanda kadın, erkek binlerce kişinin acısına tanıklık ettik. 

2011 yılının Eylül ayında ise merhum Baysak ile birlikte hazırladığımız “Gençler Ata Topraklarıyla Buluşuyor” projesi kapsamında onlarca Boşnak kökenli gençle ziyaret ettik sessiz anıt mezarlığı. 2021 yılı başında yitirdiğimiz büyüğümüz merhum Ahmet Kemal Baysak‘ın oluşturduğu farkındalıkla dünyanın bu eşsiz güzellikteki ülkesinde yaşanan soykırımın izlerini sürdük bu ziyaretlerde.

Bir annenin haykırışı

Srebrenica’daki soykırım kurbanlarının sesini tüm dünyaya duyuran en önemli sivil toplum kuruluşlarından biri Srebrenica ve Zepa Yerleşim Bölgesi Anneleri Derneği. Dernekteki kadınlar soykırımın tanığı olan kadınlar ve anneler. Derneğin başkanı Munira Subasic, Srebrenica’nın simge isimlerinden birisi. Munira Anne de soykırımda başta eşi ve oğlu olmak üzere 25’e yakın kuzenini akrabasını kaybetmiş. Oğlunun iki kemiği birbirine 25 kilometre uzaklıkta iki ayrı mezarda bulunmuş. 

11 Temmuz’daki tören öncesinde Munira Anne’nin, “Unutmadık Unutturmayacağız” sloganıyla YouTube kanalında, derneğin diğer anneleriyle birlikte yayımladığı mesajı izledim. Dünyaya cesaretleriyle, güçleriyle örnek olmayı sürdüren Munira Anne olanları tane tane, sakince, herkesin anlayacağı bir üslupla anlatırken yüreğindeki acıları hissetmemek mümkün değil. 

73 yaşında, hayatın güzelliklerinden çok acılarını yaşamış bu güçlü kadın eşini ve küçük oğlunu Srebrenica’da nasıl yitirdiğini, neler yaşadıklarını anlatıyor önce. Birleşmiş Milletler’in bayrağı ve koruması altında, tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşen soykırıma ilişkin, “Kanıtlarımıza göre Srebrenica’da 18 yaşın altında 1042 çocuk öldürüldü. Srebrenica’da yaşananlar bir soykırımdı; yasal terimlerle tanımlandığı gibi. Biz, hayatta kalan anneler erdemli kaldık. Bunca yıldan sonra bugün bile dimdik ayaktayız. Gerçeği kanıtlamaya çok kararlıydık ve başardık” diyor. 

Munira Anne, her konuşmasında tecavüz edilen kadınları, vahşice öldürülen çocukları, insanların kamplarda açlıktan titreyerek nasıl öldüğünü anlatmayı sürdürüyor. Seslerinin Bosna Hersek’ten daha çok çıktığını, yaptıkları çalışmalar nedeniyle tehdit alsalar da, yaşam mücadeleleri zorlukla sürse de bu acıyı ölene kadar unutturmamak için savaşacaklarının altını çiziyor. 

En büyük başarılarının çocuklarını nefret ve intikam duygusundan uzak büyütmek olduğunu söylerken, bugün iki ya da üç yabancı dil konuşan doktorlar, mühendisler, profesörlerin Boşnak annelerin gururu ve intikamı olduğunu belirtiyor. Kimliği belirlenerek bir mezara kavuşacak olan kurbanlara da değiniyor Munira Anne:

“Maalesef çocuklarımız bir iki kemikle tabutlarda Srebrenica’ya dönüyor. Çocuklarımızı sık sık başları, kolları, bacakları olmadan gömüyoruz. Hiç bir anne böyle bir çocuk doğurmadı, bir tane bile! Oğlum Nermin’in sadece iki kemiğini gömdüm. Babasının ve amcalarının olduğu yerde dinleniyor. Yine de mutluyum çünkü savaş suçları ve soykırım bölgesini işaretledim çünkü eğer mezar taşı bende olmasaydı oğlumun olduğunu bile kanıtlayamayacaktım. Ölenlerin mezar taşları bulunurken, kayıp olanlar bulunamazsa hiç yaşamamış gibi kalır. Bitmeyen mücadelemiz budur.” 

Srebrenica Anneleri, kadınları cesaretleriyle dünyada ilk kez BM’e dava açıp, annelerinin, kızkardeşlerinin ve çocuklarının yaşadıklarını tüm dünyaya anlatan insanlar. Köyde sakin bir yaşamı olan bu kadınlar büyük bir güçle dünyanın dört bir yanında mahkemelerde yaşadıklarını anlatıp kayda geçirdiler. Bu kadınların sözcüsü Munira Anne “Tek bir amacımız vardı: Gerçeği ve adaleti aramak. Aradan 26 yıl geçmesine rağmen ne çok şey yapmış olsak da hala ne hakka ne de adalete ulaşmış değiliz” diyor. Munira Subasic hala yapılacak çok işleri olduğunu büyük bir kararlılıkla anlatıyor, soykırımın inkarını önleyen bir yasanın olmadığını ama bunu da başaracaklarını, politikacıların kendilerinden öğrenecek daha çok şeyleri olduğunu dile getiriyor. 

Etkinlikler unutturmuyor, farkındalığı artırıyor

Srebrenica soykırımının başladığı 11 Temmuz günü tüm dünyada ve ülkemizde “Unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız” sloganıyla bir çok anma etkinliği düzenleniyor. Bu yıl da çok sayıda Boşnak vatandaşın yaşadığı İzmir’de Bornova, Buca, Karşıyaka, Çiğli ve Konak belediyeleri düzenlediklerini etkinliklerle Srebrenica’da yaşananları gündeme getirdi, soydaşlarımızın acısını paylaştı. 

Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay ile Karşıyaka ve İzmir Büyükşehir Belediyeleri Meclis Üyesi Balkan Masası Koordinatörü Atilla Baysak‘ın ev sahipliğinde Ahmet Piriştina Kültür Merkezi’nde gerçekleşen etkinliği izleme olanağımız oldu. Fotoğraf sanatçısı arkadaşlarımız Ayşegül Çetinkalp ve Aylin Telef‘in 2016 yılında katıldıkları Marş Mira yürüyüşü ve yürüyüş sonunda Potocari Anıt Mezarlığı’daki defin töreni sırasında çektikleri video ve fotoğrafları izlerken, Srebrenica’daymışım gibi hissettim. 

Etkinliğe Bosna Hersek Büyükelçisi Adis Alagic, Dışişleri Bakanlığı İzmir Temsilcisi Büyükelçi Naciye Gökçen Kaya, Dünya Bosna Hersek Göçmenleri Birliği Başkanı Hasan Sehovic, Türkiye Bosna Hersek Kültür Dernekleri (TBHKDF) Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeleri Halilbeyli Bosna Hersek Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Mustafa Celep ve yardımcısı Neccar Er, muhtarlar, bürokratlar ve İzmir’de yaşayan Boşnak kökenli vatandaşlar konuk oldu.

Alagic: Srebrenica annelerinin cesareti ilham veriyor

Ortak acıların dile getirildiği, soykırımın lanetlendiği toplantının konuşmacıları arasında yer alan Bosna Hersek Büyükelçisi Adis Alagic‘le etkinlik sonrası söyleştik. Büyükelçilik görevine bu yıl başlayan Bosna Hersek Büyükelçisi Alagic, üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde tamamlamış. Son derece akıcı bir Türkçe ile konuşan Adis Alagic‘in ilk sözleri “Her şeyden önce İzmir’de ve Karşıyaka’da rahmetli ve çok değerli, bize büyük bir insanlık örneği olan Kemal Bey‘in eskiden başkan olduğu yerde olmak bizim için çok büyük bir neşe ve memnuniyet kaynağıdır” oldu. Türk halkına teşekkür eden Büyükelçi, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Bugün hüzünlü bir gün. Çünkü Srebrenica soykırımında hayatlarını kaybedenleri, soykırımda zulme uğramış olanları hatırlıyoruz. Tabii bugünde gördüğümüz bu sergi, izlediğimiz sunum veya film, insan bunları her seferinde hatırlıyor ve yara açılıyor. Ondan sonra konuşmak da zor oluyor. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim, zulümden uzak kalan insanlar ile zulüm görmüş insanlar eşit tepki gösterene kadar adalet yerini bulmaz. Ben bir yıldır Türkiye’deyim. Ama benim ömrüm Türkiye’ye bağlı. Türkiye’nin ve Türkler’in dünya adaleti olsun, dünyadaki mazlumlar konusu olsun ben bu kadar büyük bir bilinç ve bu kadar büyük bir ilgi ve istek hiçbir yerde görmedim. Ve sahicilik. Aslında onun için ‘Yüce Türk Milleti’ diyoruz. Bu konuda sizi örnek görüyoruz. Zaten hem savaşta hem savaştan sonra hepinizin verdiği destek, katkılar, yardımlar, ilginizle, dayanışma içinde olduk. Sizin gibi dostlar olmasaydı biz nasıl ayakta dururduk? Böyle olunca bu bazen çok çirkin olabilecek insan hayatı anlam kazanıyor. Onun için sizlerin yaptığınız güzellikleri, Kemal Baysak Beyefendi’yi hatırladık, onun yaptığı iyilikler olduğu için bu dünya yaşanır hale geliyor. Size çok teşekkür ediyoruz.” 

Ahmet Piriştina Kültür Merkezi’nden ayrılırken gözlerimiz önceki tüm etkinliklerde görmeye alışık olduğumuz Ahmet Kemal Baysak‘ı aradı. Böylesi günlerde tanık olduğu acıları anlattığı hüzün yüklü konuşmalarda “Unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız” sözleri yankılandı sanki kulaklarımızda. Alandan ayrılırken, bir sonraki anma töreninin, Srebrenica farkındalığı oluşturan serginin Karşıyaka’da Ahmet Kemal Baysak‘ın adını taşıyan bir dostluk ve anı evinde düzenlenmesini diledik. Kent ve Yaşam.com


01.08.2021 16:00:00