İzmir Antik Tiyatrosu Kazı Başkanı Doç. Dr. Arkeolog Akın Ersoy’a geçen yıl antik tiyatronun oturma koltuklarına ne zaman oturacağız?” diye sormuştum. “Kısmetse 2018 yılında” demişti. Tiyatronun oturma basamakları ve koltukları “analemma” duvarı ve payandaların ortaya çıkarılması haberini almak her tarih sever gibi beni de heyecanlandırdı. Güneşli ve soğuk sonbahar sabahı antik tiyatroda ortaya çıkan buluntuları görmek için fotoğrafçı arkadaşım Atilla Özdemir’le Temaşalık yokuşuna tırmanıp kazı alanına ulaştık. Tiyatro gizlediği sırlardan arınmış olarak karşımızda duruyordu. Doç. Dr. Arkeog Akın Ersoy, yaptığı arkeolojik kazıyı masal tadında anlatırken sorduğum soruları yanıtladı.
- O yıllarda kentler arasındaki rekabet projelere yansıtılmış, daha büyük, daha güzel ve estetik zengin görünüşlü tiyatrolar yapmaya çalışmışlar. Karşılıklı rekabetin sonunda Efes Tiyatrosu ile paralellik gösterecek 20 bin kapasiteli bir tiyatroyla karşı karşıyayız. Belli yerlerden sıyırmalar bloklar indirilmiş olsa da merkeze doğru tiyatronun korunmuşluk derecesinin yüksek olduğunu gördük. Toprak kesitlerinde görülen kireç tabakaları üst kotlardan birçok eserin çekildiğini veya eritildiğini gösteriyor. Tiyatro malzemesinin bir kısmı kullanılmış olsa da kalanlar bizi mutlu etti.
Tiyatronun oturma sıralarını, oturma koltuklarını cephede profilleri aşağıya inen merdiveni artık görebiliyoruz. Taşlar hareketli olduğu için tam ölçüyü alamıyoruz. 40 cm yükseklikleri var, oturma yerleri ise 80 cm genişliğinde. Ara merdivenlerden inilen boşluk (diazoma) arkada görülen arkalıklı koltuklar antik dönem mimarları tarafından sesin yankılanmasını engellemek için yapılmış. Deniz seviyesinden 80 metre yükseklikte inşa edilen 7 odalı sahne binasının alt kotunda üç kapı var, bütün odalar galeriye bağlı. Sağda, solda “Parados” dediğimiz kapılar tiyatro izleyicileri için, orta kapı sanatçılar için ayrılmış, seneye bu kısma da gireceğiz.
“Kazılarda heykeller bulundu mu?” sorusuna gelince. Otto Berg’in çizdiği sahne binasını çevreleyen nişlerin içerisinde heykeller olmalı. Ancak henüz kazı yapmadığımız için bilgimiz yok. Geçen senelerdeki kazılarda o dönemin oyuncularına ait figürünler yani çok küçük heykeller elimize geçti. Tiyatronun tarihlendirmesine gelince; MÖ 3. yüzyıldan başlayan bir seyirle MS 4’ncü yüzyıla devam ettiğini söyleyebiliriz. Kazılardan çıkan malzeme MS 178 depreminin ve son döneminin izlerini taşıyor. Burada kullanılan kireç taşının analizini yapmadık ama Limontepe Tırazlı’daki eski ocaktan geldiğini düşünüyoruz.”
Doç. Dr. Akın Ersoy ile Temaşalık, Dana Meydanı, Afro Türkler, bölgede unutulmuş yöresel adlar, toprak üstü kalıntılar üzerini de konuştuk. Yaklaşık 1500 yıl sonra oturma koltuklarına ilk kez oturan kentli olduğum için şanslıyım, değerli Hocamıza verdiği bilgiler için teşekkür ediyorum.